Sosyal anksiyete bozukluğu; kişinin sosyal durumlarda aşırı kaygı ve korku duyması, başkalarının kendisini olumsuz değerlendireceğinden endişe etmesidir. Bu durum, kişiyi sosyal etkileşimlerden kaçırabilir. Terapilerde, kişiye sosyal beceri geliştirme, kendi değerini tanıma ve kaygıyı yönetme teknikleri öğretilir.

Kilo verme psikolojisi, bireylerin yeme alışkanlıklarını, beden algılarını ve duygusal durumlarını anlamalarını sağlar. Terapide, sağlıklı bir beden imajı geliştirme, duygusal yeme ile başa çıkma ve kilo verme sürecinde karşılaşılan engelleri aşma üzerine çalışılır. Bireylere sürdürülebilir ve psikolojik olarak sağlıklı kilo verme yöntemleri öğretilir.

Duygusal yeme, stres, üzüntü, yalnızlık veya kaygı gibi duygusal durumlarla başa çıkarken yeme davranışının aşırıya kaçmasıdır. Bireyler, duygusal durumlarını yeme ile bastırabilirler. Terapilerde, duygusal yeme davranışlarının farkına varılarak, sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirilir. Amaç, duygusal açlıkla başa çıkmak için yemek dışı yollar keşfetmektir.

Bireylerin sağlıksız yeme alışkanlıkları geliştirmesi sonucu ortaya çıkan psikolojik rahatsızlıklardır. Anoreksiya, bulimia ve aşırı yeme gibi durumlar, beden ve yeme alışkanlıklarıyla ilgili psikolojik problemlere işaret eder. Terapide, beden algısının yeniden yapılandırılması, duygusal açlıkla başa çıkma yolları ve sağlıklı yeme alışkanlıkları oluşturulması hedeflenir.

OKB; kişinin istemsizce takıntılı düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşünceleri engellemek için yaptığı zorlayıcı davranışlar (kompulsiyonlar) ile tanımlanır. Bu rahatsızlık, kişinin günlük yaşamını zorlaştırabilir. Terapide, takıntılı düşüncelerle başa çıkma yolları öğretilir ve kişiye, kompulsif davranışları kontrol etme becerisi kazandırılır.

Psiko-onkoloji; kanser gibi ciddi hastalıklarla mücadele eden kişilerin psikolojik ve duygusal desteğe ihtiyaç duyduğu bir alandır. Terapide, kanser hastalarına duygusal destek sağlanarak, hastalığın psikolojik etkileriyle başa çıkmaları için teknikler öğretilir. Kişinin iyileşme süreci boyunca duygusal dengeyi korumalarına yardımcı olunur.

Yas; bir kayıp sonrasında yaşanan doğal bir duygusal süreçtir. Kaybın şiddeti kişiden kişiye değişir, ancak süreç sağlıklı bir şekilde işlenmezse, bu durum uzun süreli psikolojik problemler oluşturabilir. Yas terapisi, kayıpların acısını doğru şekilde anlamayı, duygusal olarak iyileşmeyi ve yeni bir denge bulmayı amaçlar.

Depresyon; duygusal bir boşluk, umutsuzluk, düşük enerji ve günlük yaşamdan keyif almayı engelleyen bir ruh halidir. Bilişsel-davranışçı terapi (BDT), depresyonu tedavi etmek için kullanılan etkili bir yöntemdir. Terapide, olumsuz düşüncelerin farkına varılarak bunları olumlu ve sağlıklı düşüncelerle değiştirme üzerine çalışılır.

Panik atak, aniden başlayan ve yoğun korku ile birlikte fiziksel belirtiler (çarpıntı, terleme, nefes darlığı) gösteren bir durumdur. Bilişsel-davranışçı terapi ve gevşeme teknikleri, panik atakları yönetmeye yardımcı olmak için kullanılır. Terapi, kişilerin bu atakların doğasını anlamalarına ve korkularıyla başa çıkmalarına olanak tanır.

Sınav kaygısı; sınavlar öncesinde ve sırasında aşırı stres ve endişe hissi ile kendini gösterir. Bu durum, performansı olumsuz etkileyebilir. Terapide, sınav kaygısının psikolojik temelleri incelenir ve kişiye, kaygıyı yönetebilmesi için düşünce düzenleme, görev yönetimi öğretilir.

Stres; kişilerin çevresel baskılara, duygusal yükümlülüklere veya yaşam değişimlerine verdiği tepkidir. Uzun süreli stres, fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Terapilerde stresin kaynağını anlamak, rahatlama teknikleri (nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri) ve problem çözme stratejileri kullanılarak, stresin etkileri hafifletilir ve daha sağlıklı başa çıkma yolları geliştirilir.

Fobi; mantıksız ve aşırı korkuların birikerek kişiyi çeşitli durum ve nesnelerden kaçmaya zorlamasıdır. Bu korkular, sosyal yaşamı, iş veya okul hayatını olumsuz etkileyebilir. Psikoterapide, kişinin korkularını anlaması ve güvenli bir şekilde bu korkulara maruz bırakılması sağlanarak, fobilerin üstesinden gelmesi hedeflenir.

Ergen psikoterapisi; ergenlerin, gelişimsel zorluklar, kimlik arayışı, aile ve arkadaş ilişkileri gibi psikolojik süreçleri anlamalarına ve sağlıklı başa çıkma becerileri kazanmalarına yardımcı olur. Bu dönemde, ergenlerin stresle başa çıkabilme, özgüven kazanma ve duygusal dengeyi bulma süreçleri desteklenir.

Kişilerin kendi düşüncelerine, duygularına ve davranışlarına odaklanarak psikolojik iyileşme sağlar. Kişisel sorunların ayrıntılı çalışıldığı bu terapi türünde, bireyler içsel dünyalarını keşfeder ve olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmek için teknikler öğrenir. Depresyon, anksiyete, ilişki problemleri gibi konularda kişiye özgü çözümler üretilir.